Yükselen enflasyon ve artan döviz kuru, 14 Mayıs seçimleri sonrasında akaryakıt fiyatlarını neredeyse günlük olarak artırdı. Bu durum, nakliye ve taşımacılık sektörünü olumsuz etkiledi. Diyarbakır'da, evden eve taşımacılık ve nakliye ücretleri şehir içi için genellikle 2 ila 5 bin lira arasında değişiyordu. Ancak 6 Şubat depreminden sonra, şehir içi nakliye ve taşımacılık ücretleri aniden 10-15 bin liraya yükseldi.

Valiliğin uyarıları ve zabıtanın denetimleri ve idari para cezaları da etkili olmadı. Serbest piyasa koşullarının hakim olduğu ortamda, depremzedeler mağdur oldu.

YA GERİ ÇEVİRİYORLAR YA DA FAHİŞ FİYAT İSTİYORLAR

Nakliye firmaları genellikle sadece şehir içi taşımacılık taleplerini karşılarken, il dışı talepleri ya reddediyor ya da yüksek ücretler talep ediyor. Özellikle Temmuz ayından itibaren, bu dalgalanma daha da arttı. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 4 bin kişilik adli ve idari yargı ana yaz kararnamesi, Emniyet ve Jandarma personeli ile mülkiyelilere yönelik kararnamelerle farklı bölgelere atamalar yapılması, nakliye fiyatlarındaki dalgalanmanın yol açtığı mağduriyeti daha da artırdı.

10 BİN LİRADAN 70 BİN LİRAYA ÇIKARILDI

Diyarbakır'daki nakliye ve taşımacılık firmaları, akaryakıt fiyatlarındaki belirsizlik ve dalgalanmaları gerekçe göstererek geçici olarak il dışı nakliyeleri durdurdu. Bu durum sadece şehir içi taşımacılık hizmeti verenlerin kamu çalışanlarının mağduriyetine yol açtı.

Geçtiğimiz yıl, Diyarbakır'dan farklı bölgelere yapılan nakliye ücretleri 10 ila 13 bin lira arasında değişiyordu. Ancak bu yıl, Diyarbakır'dan İç Anadolu, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerine olan 800 ila 1200 kilometrelik mesafelere, 50 ila 70 bin lira arasında ücret talep ediliyor. Nakliye piyasasındaki bu olumsuz tablo, vatandaşlar ile firma sahiplerini karşı karşıya getirdi. Bu durumdan en çok etkilenen grup, farklı bölgelere ataması yapılan kamu görevlileri oldu.(SÖZCÜ)