İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek canlarını üzerinden haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ilk celsesinin görülmesine 3'üncü gününde devam ediliyor. Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmaya 22’si tutuklu 47 sanık ve tarafların avukatları katıldı.
“HESABIMA GELEN PARALAR MOTİVASYON İÇİNDİ”
Bugün yapılan celsede ilk olarak tutuklu sanık yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Cansu Akyıldırım savunma yaptı. Üzerine atılı suçu kabul etmediğini söyleyen Akyıldırım, “Maddi çıkarım olmadığı için dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum.
Ben maaşlı çalışanım. Ailemden de maddi yardım olmuştur. Örgüt olduğuna inanmadığım için bu suçu da kabul ediyorum” dedi. Fırat Sarı’nın şirketinden hastanesinin tıbbi danışmanlık aldığını söyleyen Cansu Akyıldırım’a iddianamede yer alan hesap hareketleri soruldu.
Fırat Sarı’dan kendisine gelen paraların motivasyon amaçlı olduğunu söyleyen Akyıldırım, “Fırat bey bana aylık olarak toplu para atardı ben de bu parayı motivasyon amaçlı ekibe dağıtırdım” dedi.
“BEBEK GELDİĞİNDE MOSMORDU”
Hayatını kaybeden bir bebekle ilgili yapılan konuşması sorulan Cansu Akyıldırım, “Yabancı uyruklu bir bebekti. Başka bir hastaneden bize geldi. Geldiğinde mosmordu. Hemen oksijen verdim. Doktor Dursun beyi aradım ama ulaşamadım.
Doktor İlker beyi arayıp ulaşmasını istedim. 5 dakika kadar sonra Dursun bey geldi. Bebeğin akciğer filminin çekilmesi için kucağıma aldığımda arka sağ tarafında şişlik farkettim. Dursun beye de söyledim.
Akciğer filmi çekilirken bebeğin kalbi durdu. Yaklaşık 45 dakika müdahale ettik. Ancak bebek hayatını kaybetti” dedi.
“İLAÇ SATTIKLARINI O GÜN ORADA ÖĞRENDİM”
Mahkeme başkanı sanığa, Fırat Sarı ile yaptığı bir telefon konuşmasında, “Hasan Basri Gök ile iletişimini kes” dediğini hatırlatarak nedenini sordu. Sanık Cansu Akyıldırım ise, “Fırat Sarı beni arayarak Hasan seni evden alacak bir şey konuşmamız lazım dedi.
Beni aldılar ve evimin yakınında bir yerde oturduk. Fırat Sarı Hasan’a, ‘Yaptın mı gerçekten’ dedi. Ben olayı bilmediğim için bir şey diyemedim. Sonrasında da, ‘Paraya ihtiyacın varsa söyleseydin hallederdik’ dedi. Hasan da paraya ihtiyacı olduğu için yaptığını söyledi. Ben ilaç sattıklarını o gün orada öğrendim” dedi.
MAHKEME BAŞKANI: “DOKTORLARIN HİÇ KONUŞMASI YOK HEP HEMŞİRELER KARAR VERİYOR”
Cansu Akyıldırım’a yaptığı bir telefon konuşmasında yoğun bakıma gelen bebeklerin hangi basamakta olacağına dair soruları da soruldu. Ancak Akyıldırım telefon konuşmasını hatırlamadığını yoğun bakım basamaklarına doktorların karar verdiğini söyledi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Yoğun bakım basamaklarına hep doktorların karar verdiğini söylüyorsunuz. Ama tapelere bakıyoruz hep hemşireler konuşuyor hangi basamak yazalım nasıl yazalım diye hiç doktorların basamak konuşması yok” dedi. Akyıldırım yine, “Konuşmayı hatırlamıyorum” dedi.
“BU DOSYADA ADIMIN GEÇTİĞİ İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM”
7 aydır tutuklu olduğunu ve artık bir şeylerin sonuçlanmasını istediğini söyleyen Akyıldırım, “Dosya medya tarafından çok dallandı budaklandı. Böyle bir dosyada adımın geçtiği için çok üzgünüm” dedi. Fırat Sarı ile nasıl bir ilişkisi olduğu sorulan Akyıldırım, “Yaklaşık 3 sene sevgiliydik” dedi.
‘ÇOCUĞU ÖLDÜR’ DİYEN SANIK HEMŞİREDEN PİŞKİN SAVUNMA
İstanbul’da bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlamak ve bebeklerin ölümüne neden olmak iddiasıyla 47 sanığın yargılandığı davaya dün devam edildi. Dünkü oturum tutuklu sanık Hemşire Hasan Basri Gök’ün savunmasıyla başladı.
‘ÇOCUĞU ÖLDÜR’
Gök, “Bebek sevkleri tıp merkezlerinden, 112’den ya da tanıdık doktorlardan oluyordu. Normalde 20’de bir gelecek hastayı hemen çıkartıyorlardı” dedi. Mahkeme Başkanı’nın, “Aileyi nasıl ikna ediyordunuz?” diye sorması üzerine Gök, “Aileye de ‘112 ile uğraşmayalım sizi bekletir. Bu hastaneye gidelim, yer bulduk’ diyorlardı. Gözümle gördüğüm bir şey yok ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu.
Bebek başına 5 bin lira alıyordu” yanıtını verdi. Dinleme kayıtlarında yer alan, bir bebeğin ailesinden para alınmasına ilişkin sözleri sorulan Gök, “Bu bebek tıp merkezinde doğdu. Hastaneye sevki yapıldı.
Aileden 38 bin ya da 40 bin lira aldık. 25 bin lira hastaneye verdik. Geri kalan parayı Fırat Sarı aldı. Doğukan ve bana sadece yemek parası verdi. Bu bütün özel hastanelerde dönen bir şey. Hastalar da SGK’dan para almak için normalden daha uzun hastanelerde yatırılıyor” dedi.
Mahkeme Başkanı’nın “’Mehtap çocuğu öldür. 50 satürasyonlu bebek mi olur?’ diyorsun. Mehtap da sana, ‘Öldüreceğim de öldürsem de dert’ diyor. Nedir bu konuşma?” diye sorması üzerine ise sanık Gök, “Evet çirkin bir cümle” dedi.
Bebeği görmediğini söyleyerek, “50 satürasyonlu demek bebeğin sürekli kalbinin durup yeniden canlanması demek” diyen sanık Gök’e Mahkeme Başkanı, “Normalde böyle hemen bırakır mısınız bebeğe müdahaleyi” diye sordu.
Sanık ise “Normalde böbrekler ve ciğerler iflas edince bırakılır” dedi. Mahkeme Başkanı’nın ölen siyahi bebekle ilgili sorusuna ise Gök, “Öldüğünü fark etmemişler. Zamanında baksalar bebek yaşıyor olurdu” yanıtını verdi.Savcının, “140 bin lira kalp hastasından para alıp âlem yapacağınızı söylüyorsunuz, bu doğru mu?” diye sorduğu Hasan Basri Gök “Kendi aramızda yapılan saçma bir sohbetti, ameliyat olmadı zaten. Biz de almayız” yanıtını verdi.